
-
Clay Bennett
-
Kevin Durant
Oklahoma City Thunder’da bir gelecek ve şampiyonluk yüzüğü ihtimali göremeyen Durant, pılını pırtısını alıp Golden State Warriors’ın yolunu tuttu. Bu hareketi Lebron’un Miami’ye gidişi ile karşılaştırırken unutulmaması gereken birkaç fark var. Bunlardan biri, Lebron’suz Miami şampiyon olamayacakken, Durant hali hazırda şampiyon bir takıma gitti. Buna karşın Durant bunu sessiz sedasız yaparken, belki de haklı olarak bir ego canavarı olan Lebron, Miami’ye gidiş kararını bir medya şovuna dönüştürdü. “Amerika’ya hoş geldiniz!” Her ne olursa olsun, Durant’in yaptığı hareket en azından benim nazarımda mantıklı bir kariyer hareketiydi. Durant ölçüsünde bir oyuncu iseniz, şampiyonluksuz bir kahraman olarak hatırlanmak muhtemelen gücünüze gidecektir. Yine de, bunu gelin de Russell Westbrook’a anlatın. Zira kendisi, Durant’i her gördüğüne “Seferoğulları’na ölüm!” moduna giriyor.
-
LeBron James
Tartışmasız dünya üzerindeki en iyi basketbolcu olmasına rağmen, kariyeri boyunca yaptığı birkaç hareket, taraftarların bazılarının gözündeki pürüzsüz imajını yok etti. Lebron’un Cleveland’ı terk edişinin sebebi basitti: Cavs ile şampiyonluk bir hayaldi. Bosh ve Wade ile Big 3’yi oluşturan Lebron amacına ulaştı da. Ama bu terk ediş, Cleveland şehrinde tam bir isyana sebep oldu. Hem de öyle hoşnutsuzluk belirtilen şekilde değil, sosyal medya günlerce yakılan Lebron formaları ile doldu taştı. Bu tepki, NBA’in salt bir ekonomik model değil aynı zamanda insan doğasını da ziyadesiyle içeren bir oluşum olduğunu herkese hatırlattı. Peki işin ilginci ne oldu? Formaları yakılan Lebron, sadece birkaç sene sonra kortejler ve gösteriler ile karşılandı. Bir tek “I’m back!” demesi yetti. Dolayısıyla, yarattığı curcunayla, git gelleriyle ve tam bir peri masalına dönüşmesi ile Lebron’un Cavs’ı terk edişi, ihanet top 10 listemizin ilk sırasında. Sanki yeteri kadar kariyer rekorun yokmuş gibi, sana bir ödül de bizden Lebron!
Yazar: Emre Ersun Uysal